Ege serisi - Kula Merkez Tarihi Yapılar: "Kula Evleri"

İzmir-Ankara karayolunun kıyısından geçtiği Kula, bir bakıma geçmişle günümüz arasında bir köprüdür. Gelecekte de bu köprü görevini inşallah devam ettirir.


Önceki yazılarımız arasındaki "fosil insan ayak izleri" ne  dayanarak,  insanoğlunun bölgede Mezolitik dönemden itibaren (en azından günümüzden 10 bin yıl öncesinden beri) yaşadığını söyleyebiliriz. Antik yazarlara dayanarak Lidya ve Roma dönemlerinde de var olduğu, araştırmacıların ortak fikridir. 1200 yıllarında Selçuklu hakimiyetine girmiştir.
Kula'nın en eski mahallesinin UŞAKLU mahallesi olması, şehrin çekirdeğini oluşturan halkın, Uşak yöresinden gelerek buraya yerleşenler olduğu konusunda bilgiler vardır.

Kula denilince akla ilk gelen Kula Evleri'dir. Aşağı yukarı 18.-19. yüzyıldan (yani Osmanlı Devletinin son dönemleri) kalan bu evler tarihi mirasımızın önemli eserleridir. Kuladaki evlerin çoğu tescillidir.

Bazı evler Manisa Büyük Şehir Belediyesi tarafından restore edilmiş ve edilmektedir. Restore edilen evlerden bir kısmı butik otel, bir kısmı müze olarak sergilenmektedir. 

 
Kula evleri geleneksel Türk ev mimarisinin özelliklerini taşırlar. Genellikle zemin kat üstünde tek kat olarak inşa edilmişlerdir. Her evin mutlaka küçük de olsa bir avlusu vardır. Üst kattaki "hayat" (hanay, açık sofa, hol anlamlarına da gelir) sokağa ya da avluya doğru bir çıkma yapar. sokak cepheleri tabir caiz ise, bu çıkmalarla hareketlendirilmiştir


Kula evleri arasındaki sokaklar,  bazı mahallelerde dardır. Osmanlı dönemindeki yaşantı göz önünde bulundurulduğunda,  evler arasındaki sokak genişliğindeki kıstas (ölçüt), her iki tarafına birer küfe yüklü eşeğin geçebileceği kadar açıklıktır.


Bu evlerimiz bir eski mücevher, bir kıymetli halı, bir tablo ya da bir anıt gibi değerlidir. Bir halı önemli olur da, büyük emek ile meydana gelmiş, hayatın bütün anılarını içinde barındıran evlerimiz niye daha önemli olmasın? Bu eserlerin korunmasının her şeyden önce toplum yararına bir olay olduğu ve geçmiş ile gelecek arasında devamlılığın sağlanması demek olduğunun bilincinde olunmalıdır.

Kula'da halkın büyük bir bölümü atalarından kalma bu evlerde yaşamaya devam ediyor ve bu nedenle evler orijinal olarak günümüze kalabilmiş. Bu Kula halkının geleneklerine bağlılık ve fedakar davranışlarından kaynaklanır. Devletin (Kültür Bakanlığının) bu insanlara maddi yönden destek olmaları gerekir. Son derece değerli olan tarihi evlerin korunması ve restorasyonu için, bakanlıkça yeterli bütçe ayrılamaması onların yavaş yavaş yıkılmasına neden olmaktadır. 

Yorumlar