Dilimize yerleşmiş olan "Karun kadar zengin olmak" deyimi bir zamanlar Sardes (Salihli) de yaşayan kral'dan kaynaklanmaktadır. Kutsal kitabımız Kur'anda da yer verilen (Kasas, Mümin ve Ankebut sureleri), zenginliği ile ünlü "Karun", muhtemelen Sardes'te (Salihli) yaşayan Lidya kralı Kroisos (Krezüs) olmalıdır. Çünkü bu kralı, hem o dönemin (MÖ.600-500) batı dünyası (Eski Yunan ülkesi), hem de doğu dünyası (Eski İran-Irak-Ortadoğu) zengin bir kişi olarak tanımıştır.
Lidya, Anadolu'da M.Ö. 1200'lerden sonra yani Hitit devletinin ortadan kalkmasından sonra İç Ege bölgesinde kurulmuş bir devlettir. Devletin başkenti Sardes'dir (Ankara - İzmir karayolu üzerindeki, Salihli - "Sart Mustafa" beldesidir). Lidyalıları ünlü yapan özelliklerinden birisi tarihte ilk madeni parayı icat etmeleri, basmaları ve ticarette kullanmalarıdır.
Lidyalıların ilk paraları altın gümüş karışımı olan elektron paralardır. Paraların ön yüzünde krallığın arması olan "arslan başı" bulunmaktadır. Paralarda yazı yoktur. Lidya paralarını örnek alan diğer bölgelerdeki kent devletleri de para basmışlardır.
Daha sonraları altın ve gümüş paralar (sikke) da basan Lidyalılar, ticarette malın değerini para karşılığı hesaplamışlardır.
Yukarıda değindiğim gibi Lidya, tarihte çok zengin bir krallık (devlet) olarak bilinir. Malum yaşadıkları bölge, bugün dahi Anadolu'nun en verimli ovalarının bulunduğu (Salihli, Turgutlu ovaları) yöredir. Öte yandan Bozdağ'dan gelen ve Sardes içinden geçerek Gediz nehrine dökülen Sart Çayı'nda (Paktolos) yapılan altın madenciliği (sart çayından altın çıkarma) bu devletin zengin olmasını sağlamıştır. Lidyanın son kralı Kroisos, bu zenginliğiyle övünürmüş.
Günün birinde Yunanistan'daki Atina şehir devletinin kralı, kanunlarıyla meşhur Solon, Mısır dahil Ortadoğu bölgesinde pek çok yeri gezdikten sonra Lidya'ya gelir, yani Sardes şehrinde kral Kroisos'a misafir olur. Lidya kralı. misafir krala ülkesini gezdirir, hazinelerini gösterir. Sonra misafirine sorar :"Atina'nın filozof kralı, senin bilge bir insan olduğunu biliyoruz, benim zenginliğimi de gördün, bunca ülke dolaştın, mutlulukta beni geride bırakacak birisini gördün mü ?" diye sorar. Yani zengin ve bu nedenle de mutlu olduğunu misafirine onaylatmak istemiştir.
Fakat bilge Solon buna onay vermez ve Yunanistan'dan bazı örnekler verir. (Bu konuda Herodot tarihinde detaylı güzel bir anlatım vardır). Kroisos, Solon'un anlattıklarına kızar ve onu ülkesinden kovar. Solon ayrılırken "Ben mutlu insan diye, ölürken mutlu bir şekilde ölen kimseye derim, ben senin sonunu görmedim ki" demiştir.
Kroisos daha sonraki yıllarda İran'dan gelen Perslerle, Orta Anadolu'da savaşır, her iki taraf kesin sonuç alamaz, kışın yaklaşmasını düşünerek savaşa son verirler ve ülkelerine dönüş kararı alırlar. Batı Anadolu'ya geri dönen Lidya ordusunu, ülkelerine dönmeyen Pers ordusu takip eder ve Lidya ordusunun terhisini fırsat bilerek Sardes'i kuşatır ve Kroisos'u esir alırlar. Onu bir odun yığını üzerine çıkarıp bağlar ve odunları ateşe verirler. (Herodot tarihinden özetle)
Kroisos Atinalı Solon'un sözlerini hatırlayarak "ah Solon ah, haklıymışsın" der. sözlerini Pers kralına tercüme ederler. Pers kralı ateşi durdurarak hikayeyi Kroisos'dan dinler, etkilenerek, Kroisos'u öldürmeyerek İran'a götürür. Bu olaydan sonra Ege bölgesini savaşarak ele geçiren Persler, bütün Anadoluyu hakimiyetleri altına alırlar.
İşte Eskiçağ Tarihi'ndeki bu zengin Lidya kralı Kroisos, kutsal kitaplarda dahi adı geçen "Karun" olmalıdır. Çünkü, Eskiçağ Tarihi ile ilgili hiç bir yazılı belgede Karun adına rastlanmaz.
Yorumlar
Yorum Gönder